TÜPRAG: Kışladağ’da Çevresel İzleme ve Denetimler 19 Yıldır Kesintisiz Sürüyor
Son günlerde bazı çevrelerce AİHM kararıyla ilişkilendirilmeye çalışılan su analiz raporlarına ilişkin iddialara da yanıt veren TÜPRAG, Kışladağ Altın Madeni’nin üretime geçmeden önce bile düzenli olarak çevresel denetimlere tabi tutulduğunu belirtti.
Şirketin açıklamasına göre:
• Kışladağ Altın Madeni, 2003 yılında ÇED Olumlu kararı aldı ve 2006 yılında üretime başladı.
• Aynı yıl, Uşak Valiliği öncülüğünde kurulan İzleme ve Denetleme Komisyonu ile madende su ve toprak numune alımları başladı.
• Son 19 yılda, madende en az ayda iki kez olmak üzere 26 gözlem kuyusunda yapılan su analizlerinde 34, toprak analizlerinde ise 19 farklı kimyasal parametre incelendi.
• Ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü gibi kamu kurumları tarafından da rutin ve plansız denetimler gerçekleştirildi.
• Bugüne kadar yapılan denetimlerde herhangi bir çevresel uygunsuzluk tespit edilmedi.
Atık Su ve Su Kullanımı Konusunda Açıklama
TÜPRAG, Kışladağ Altın Madeni’nde kontrolsüz atık su deşarjının söz konusu olmadığını ve madene düşen yağmur sularının toplanarak arıtıldığını, ardından tekrar kullanıldığını belirtti.
• 2023 yılında, DSİ tarafından madene tahsis edilen yer altı suyu miktarının yalnızca %47’si kullanıldı.
• Su tüketimi optimize edilerek çevresel riskler en aza indirildi.
Biyoçeşitlilik İzleme Çalışmaları Devam Ediyor
Kışladağ Altın Madeni çevresindeki ekosistemin korunmasına yönelik çalışmalar, Hacettepe Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi akademisyenleri tarafından yılda iki kez yapılan araştırmalarla izleniyor.
• Madene başlanmadan önce başlatılan biyoçeşitlilik izleme çalışmaları düzenli olarak kamuoyu ile paylaşılıyor.
• Yapılan bilimsel analizler, bölgedeki bitki örtüsü ve yaban hayatının sağlıklı olduğunu ortaya koyuyor.
TÜPRAG: Dava Öncesi Yapay Gündem Yaratılıyor
TÜPRAG, kaynağı belirsiz analiz sonuçlarının, 12 Şubat’ta görülecek AİHM kararıyla ilişkilendirilerek manipüle edilmeye çalışıldığını öne sürdü.
Şirket açıklamasında, yetkin kişiler tarafından alınmayan numunelerin Kışladağ Altın Madeni’nden kaynaklanan bir çevresel etki gibi yansıtılmasının, duruşma öncesinde kamuoyunda yanlış bir algı oluşturma çabası olduğunu belirtti.
Mahkemelerin Kararı: “Çevresel Etki Yok”
2004 yılında açılan ÇED Olumlu kararının iptali davasında, mahkemeler iki kez ret kararı verdi.
• Danıştay 14. Dairesi, 2011’de mahkemenin ret kararını onadı.
• Danıştay 2013’te, karar düzeltme istemini reddetti.
Ayrıca, Anayasa Mahkemesi (AYM), ÇED raporunda gerekli tüm tedbirlerin alındığını ve herhangi bir ihlal olmadığını belirterek, 2018 yılında bireysel başvuruları reddetti.
AİHM Kararı Usule Yönelik, Davanın Esasına Etki Etmiyor
Davacılar, 2018 yılında AİHM’e başvurarak Türkiye mahkemelerinde adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini öne sürmüştü.
• AİHM, Nisan 2024’te verdiği kararda, davacıların bilirkişilere soru yöneltemediği iddiasının adil yargılanma hakkının ihlaline sebep olmadığını belirtti.
• Mahkemeye etkin katılım haklarının ihlal edilmediğine hükmetti.
• Davacıların tazminat taleplerini reddetti.
Ancak, dava dosyasında yer alan uzman görüşlerinin davacılara ayrıca tebliğ edilmemesi nedeniyle ihlal kararı verildi. Bu ihlalin yargılama sürecine dair bir eksiklik olduğu, madenin faaliyetlerine ilişkin bir durum oluşturmadığı vurgulandı.
AİHM’in usule ilişkin verdiği karar doğrultusunda, 12 Şubat’ta Uşak İdare Mahkemesi’nde yeni bir değerlendirme yapılacak. TÜPRAG, bu kararın, madende yürütülen faaliyetler üzerinde herhangi bir etkisinin olmayacağını belirterek, Kışladağ Altın Madeni’nde çevresel izleme ve denetim faaliyetlerinin aralıksız devam ettiğini belirtti.
