banner24
banner25

En çok duyduğum sorulardan biridir: Tarot nereden ve ne zaman çıktı? Toplumumuzda oldukça gizemli karşılanan, nereden geldiği, nasıl geldiği, kimin ne maksatla ortaya çıkardığı bilinmeyen, geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan bir sembol okuma ilmidir diyebiliriz. Günümüzde artık bilinçli ve de okuyup araştıran, sembol dili alanında uzmanlığı olan kişiler için bilinç altı okuma sanatı olduğu kesindir. Ancak yine yüzyıllardır fal olarak yaygınlaşmış bir inançta azımsanamaz boyuttadır.

Yıllardır Tarot eğitimleri veren ve 20 yılılı aşkın bir süredir bu alanı deneyimleyen bir Tarolog olarak Tarot destelerinin tarihi ile ilgili kısa bir açıklama yapmak isterim:

Tarot kartlarıyla ilgili çok sayıda spekülasyon yapılmış ve kartların büyük ihtimalle Antik Mısır medeniyetiyle ilişkili olduğu söylenmiş olsa da Tarot’un tarihçesi içerisinde yapılan bu spekülasyonları destekleyen bir kanıt ortada bulunmamaktadır. Tarot kartları ile ilgili gidebildiğimiz en eski tarih oyun kartları olarak kullanıldığı döneme aittir.

Güzel Sanatlar bölümünde eğitime başladığı yıllardan beri Tarot kartlarının tasarımıyla ilgilenen Bill Wolf da oyun kartı olarak ortaya çıkan kartların sonradan kehanet üretmek amacı ile kullanılmaya başlandığını belirtmektedir.

Tarihi belgelerden anladığımız kadarıyla ilk oyun kartlarının Çin’in Tang Hanedanlığı (M.S 618-907) döneminde üretildiği düşünülüyor. Prenses Tongchang’in 868 yılında kocasının aile fertleriyle “leaf game” Kağıt Oyunu anlamına gelen bir kart oyunu oynadığına dair bilgiler yer almaktadır. Kartların buradan Mısır’a ve Memluk Sulatanlığı’na, bir süre sonra da Memluklar aracılığı ile Avrupa’ya geçtiği düşünülmektedir. Kartların Avrupa’da ilk ortaya çıkışı 13. Yüzyılın ortalarına doğrudur. Tarihsel ilk belge ise 1367 yılında kartların İsviçre’nin Bern şehrinde yasaklanmasıdır. 1377 yılından itibaren ise Avrupa’da yaygın olarak kullanıldıkları görülmektedir. 15. Yüzyılda üretilen ve günümüze ulaşan en eski ve neredeyse tam Tarot destesi Milan Dükü Francesco Sforza tarafından eşi Bianca Maria Visconti’ye hediye amacıyla ressam Bonifacio Bembo’ya yaptırılmıştır. Bu deste modern tarot destelerinde yer alan kartlarla büyük oranda uyuşmaktadır. 15. yüzyılda İtalya’nın seçkin aileleri tarafından illüstratörlere özel olarak hazırlatılan desteleri, tarihi 17. yüzyıla dayanan ve ilk versiyonları ahşap bloklar üzerine basılarak sonradan elle renklendirilen, günümüzde halen yaygın bir kullanım alanına sahip “Tarot de Marseille” destesi izler. 18. yy itibariyle kartlara mistik yönelimlerle ilk defa İtalya’da yaklaşılmış ve oradan Avrupa’nın kalan kısımlarına yayılmıştır.

Tarot kartlarına günümüzdeki ezoterik anlamları yükleyen de Court de Gébelin’in tariflerinden yola çıkan ve 1791 yılında bu alandaki ilk kitabını yazan öğretmen ve yayıncı Jean-Baptiste Alliette’dir. 1783 yılında bir okültist olan Jean-Baptiste Alliette (Etteilla) “How to Entertain Yourself With the Deck of Cards Called Tarot” (Tarot destesi ile kendinizi nasıl eğlendirisiniz) adlı kitabını yayınladı. Günümüzde en çok aşina olunan deste, ilk verisyonu 1909 yılında basılan Rider-Waite destesidir.

Yapmış olduğum araştırmalar neticesinde ilk ortaya çıkan kartlar 22 adet olan Major arkana serisidir. Carl Gustav Jung başta olmak üzere, kadim öğretilerle ilgilenen astroloji, numeroloji gibi metafizik alanlarında bu 22 kartın sembolizminin kullandığını gözlemledim. Jung’ın Rüyaların bilinçaltı bağlantıları ile ilgili yapmış olduğu çalışmalarda 22 Major arkana ile ilginç bir şekilde uyuşan sembolizme sahip tanımlamaları mevcuttur. Dolayısı ile zaten minör kartların sonradan desteye dahil olduğunu biliyorduk ama bu verilerle birlikte emin olmaya başladım. İnsanoğlunun bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde sembol dilini resmetmesi ve evrenin matematiksel frekansı ile de birleştirilmesi sonucunda günümüze kadar modernize edilerek aktarılan klasik Tarot destesidir. Majör Arkana olarak bilinen ve ilk ortaya çıkan bölümü 22 adet karttan oluşur. Minör Arkana olarak bilinen 56 adet kartın ise sonradan dahil edildiği tahmin edilmektedir. Çünkü kartları incelediğimizde küçük sırlar olarak bilinen 56 kartın Büyük bölüm içerisinde yer alan yine benzer semboller kullanıldığı dikkat çekmektedir. Hattı bazı yabancı kaynaklarda Minör arkanalarda yer alan saraylı kartlar serisinin o dönemin saray mensupları, krallar ve kraliçeler tarafından eklettirildiği söylentileri vardır. Rivayete göre Saraylı kesim diğer kartlarda çıkan mesajların kime ait olduğunu anlamakta zorlanmışlar ve kendilerini gösteren saraylı kartlar serisinin eklenmesini sağlamışlar. O nedenle Tarot destelerini farklı illistirasyon tarzlarında görmek mümkündür. Ve yine bu sebeple tarihi çok eskiye dayanan Marsilya destesinin çok farklı resmedildiğini ve bazı kartların yerlerinin değiştirildiğini görmekteyiz.

 Eğer bu yazıyı tarotu öğrenmek istiyor ve ne olduğunu anlamaya çalışıyorsanız: Ben Tarot sembolizminin klasik deste ile öğrenilmesinin önemli olduğunu, temelin burada atılarak daha sonra bu ilmi derinleştirmek gerektiğini düşünmekteyim. Klasik destenin sonrasında farklı mistik öğretilerle de birleştirilerek yeni desteler türemiştir. Pandemiden sonra spiritüel alanlara ilginin ve talebin artması ile piyasada çok fazla deste üretilmiştir. Destelerin pek çoğu oyun ve eğlence amacı ile üretilmiş olup temel sembolizminden çıkanlar vardır. O nedenle bilinç altı sembol dili olarak kullanmak istiyorsanız ona göre doğru desteyi almalısınız. Benim de bu nedenle kendim tasarladığım ve akademi sayfamızda satılan klasik destem ve eğitimlerde anlattığım ders notlarından oluşan bir kitabım mevcuttur.

Evrensel sembol dili olarak tanımladığımız, dünyanın neresinden bakarsanız, hangi kültüre ya da inanca sahip olursanız olun tüm inanç ve kültürlere hitap eden bir iletişim şeklidir diyebiliriz. Evrenin bizimle konuşma şekli olarak bakabiliriz. Basit bir örnek vermek gerekirse; Güneş dünyanın her yerinde ve her insan için her gün sabah doğar ve akşamları batar, güneş günü aydınlatan ve ısıtan, dünya ve diğer gezegenleri ayakta tutan bir sistemin en büyük gücüdür. Buna ister bir insan olarak bakın isterseniz bilim gözüyle bakın aslında mesajı nettir. Güneş en önemli hayat kaynağıdır, bir insanın hayat kaynağı yani hayat vereni kimdir? Baba’dır o nedenle Güneş babayı temsil eder. İnsan bedenini yöneten en önemli yaşam kaynağı olan yer neresidir? Kalp’tir, o zaman Güneş kalp demektir. Güneş her gün yeniden ve yeniden doğarak her günün yeni fırsatlar doğurduğunu anlatıyor. İşte bu evrenin mesajını kendinizde, işinizde, ilişkinizde, yaşamınızın her alanında bu yönüyle bakabilirsiniz. Ve bu mesaj dünyanın her yerindeki her insan için geçerlidir. Ve sembol dili bu şekilde oluşur. Zaten bir tarot eğitimi aldığınızda (kendi eğitimlerimden bahsediyorum) her gün hayatınızda gerçekleşen olaylara ya da enerjilere tek yönüyle baktığınızı her gün her an mesajların hep gözünüzün önünde olduğunu fark eder ve yaşamınıza karşı bakış açınız oldukça değişir.

Bilinç altı kuramı 20.yüzyıl itibari ile Sigmund Freud tarafından kullanılmaya başlanmış ve 1900 lü yıllar itibari ile anlamı geliştirilmiştir. Bugünümüze geldiğimizde artık bilinç altı, bilinç üstü, yüksek benlik, frekanslar, insanın ve evrenin bir enerji sisteminden oluştuğu hem bilimsel hem de deneyimsel çalışmalarla daha da anlaşılır hale gelmiştir. O nedenle Tarot’un da asıl kullanım alanı ve sağladığı fayda daha da anlaşılır olmuştur.

Evrende tesadüf yoktur, içeride ne varsa dışarıda da o vardır. Dolayısı ile insan kendi iç dünyasında, zihninde, geçmişten getirdiklerinde yer alan frekanslar kişinin dış dünyasına yansır ve içeride sıkıntı varsa bu dış dünyasında yani hayatında, ilişkilerinde, bedeninde ortaya çıkan bir sorun haline gelir. İnsan anlamaya çalışır, şansız olduğunu, kadersiz olduğunu, bazen lanetli olduğunu bile düşünenler vardır. Ancak hayatımızda yaşadığımız her şey sadece bizimle ilgilidir. İşte Tarot bu noktada bize kendi içimizi, dış alanımda olan olayların bizimle nasıl bir bağlantı kurduğunu gösterir. Kişi burada kendindeki değişimi başarırsa hayatındaki sorunlardan da kurtulmuş olur. Bu konu çok derin aslında ama sizlere kısaca Tarot’un ne olduğunu ve bize nasıl fayda sağladığını anlatmaya çalıştım.

Tarot fal ve kehanet aracı olarak kullanılırsa sakıncalıdır, bakan ve baktıran her iki tarafa da zarar verir. Çünkü bizler kişinin kendi iradesi ile vereceği kararlara müdahale edemeyiz. Unutmayın herkesin kendi yolu ve bu yolda öğrenip deneyimlemesi kendini geliştirmesi gereklidir. Kişilerin iradelerine müdahale etmek karmalarına girmemize sebep olurken baktıran kişi için de yasaları çiğnemiş gibi olur ve benzer bir deneyimi yeniden yaşamak zorunda kalabilir.

Burada bahsettiğimiz konuların detaylarını Obetha Healing Sistemi olarak geliştirdiğim eğitimlerimizde çok daha detaylı, bilimsel araştırmalarla birlikte açıklamaktayım. Umarım Tarot ile ilgili merak ettiğiniz sorulara cevap bulabileceğiniz bir makale olmuştur. Başka sorularınız olursa yorumlarda bana iletebilirsiniz.

Sevgi ve ışıkla kalın

Neyir Gizem Yılmaz

Instagram @astrologyturk, @neyirgizemyilmaz

Youtube @astrologyturk

www.astrologyturk.com

[email protected]

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.