Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da STK'lar ve 3. Bölge İş Dünyası Toplantısı'na katıldı. Burada konuşan Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'da yapılacak olan anayasa değişiklik teklifine neden 'hayır' dediklerini açıkladı. Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğiyle Türkiye'ye parti devleti getirilmek istendiğini ileri sürdü.
Güçlü bir Türkiye'nin 4 önemli ayağı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bunlardan ilki tam demokrasidir. Hukukun üstünlüğüdür. Eğer bir ülkede hukukun üstünlüğü var ise yani herkesin can ve mal güvenliği varsa, medya özgürlüğü varsa, bağımsız yargı varsa, herkesin düşüncesini özgürce açıklama imkanı varsa, o ülkede demokrasi vardır. Demokrasisi gelişmeyen ülkeler dünyada itibar sahibi değildir ve demokrasisi gelişmemiş hiçbir ülke büyümemiştir. Demek ki biz güçlü Türkiye olmak istiyorsak önce demokrasimizi geliştireceğiz. Bunu yapamadığımız takdirde bir kişinin kararına bütün Türkiye teslim edildiği takdirde demokrasi büyümez ve gelişmez." dedi.
Güçlü Türkiye'nin ikinci ayağının üreten Türkiye olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Eğer üretirseniz güçlü olursunuz. Tüketen değil, üreten güçlüdür. Üçüncü temel ayağı güçlü bir sosyal devlettir. Yani herkesin işinin olduğu, herkesin aşının olduğu, herkesin belli bir gelir standardını yakaladığı Türkiye'dir. Dördüncü ayağı ise sürdürülebilirliktir. Bunları yaparsınız ama bir süre sonra sürdüremeyebilirsiniz. Dördüncü temel ayakta sürdürülebilirliği sağlamaktır." diye konuştu.
Afişlerde, 'yeni anayasa değişikliği daha güçlü bir Türkiye'nin doğmasına yol açacak' denildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Ama bizi bir türlü inandıramıyorlar. Neden evet diyeceğimize bir türlü inandıramıyorlar. Eğer bir ülkenin hapishaneleri doluysa ve hapishanelerde yer yoksa, 10 kişilik koğuşta 50-60 kişi kalıyorsa hangi insan haklarından, hangi demokrasiden söz edeceksiniz? Eğer bir ülkede medya özgürlüğü yoksa o ülkede 150'den fazla gazeteci hapiste ise hangi özgürlükten söz edeceksiniz?" dedi.
'DEĞİŞİKLİK PARTİ DEVLETİ GETİRİYOR'
"Anayasa değişikliği Türkiye’nin hangi sorununu çözüyor" diye soran Kılıçdaroğlu, "Sanayicinin sorununu çözüyor mu? Hayır. Sanayicinin mal güvenliğini sağlıyor mu? Hayır. Korkudan kimse konuşmak istemiyor. Hadi sanayiciyi, iş dünyasını anladık. Ama korkudan bu ülkenin hukuk fakülteleri bile konuşamıyor, üniversiteleri bile korkudan konuşamıyor. O zaman bu referandum neyi getiriyor, bu anayasa değişikliği neyi getiriyor? Böyle bir tablo içinde Türkiye büyüyebilir mi, Türkiye gelişebilir mi? Bu anayasa değişikliği Türkiye'ye parti devletini getirmek istiyor. Ne demek parti devleti? Eski Rusya'yı düşünün, eski Bulgaristan'ı düşünün. Ne vardı? Komünist yönetimler vardı. Cumhurbaşkanı komünist partisinin üyesiydi, bakanlar komünist partisinin üyesi. Valisi, kaymakamı herkes partinin üyesi. O rejim yürüdü mü? Yürümedi. Değişim yaşandı mı? Değişim yaşandı. Nereye doğru? Bütün o rejimler demokrasiye doğru değişti. Bu referandumla ne yapmak istiyorlar? Geçerse o rejimlerin bir benzerini Türkiye'ye getirmek istiyorlar." diye konuştu.
'TÜRKİYE BİR KİŞİNİN EMRİNE VERİLİYOR'
Anayasa değişiklik referandumunun, 80 milyon nüfuslu Türkiye'yi bir kişinin emrine verdiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "550 kişilik TBMM saraya bağlanmış oluyor. Yani milli irade bir kişiye teslim ediliyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bunun akılcı bir yolunu bana öğretsinler, çıkıp anlatsınlar ben de anlayayım. Sorun bir parti sorunu değil, sorun bu ülkenin geleceği. Tek başına sizin 'hayır' demenizin değeri var, ama genelde bir ağırlığı yok. Ama siz fabrikalarınızda, iş yerlerinizde bir aile havası içerisinde, bir yurtseverlik havası içinde bir bütün olarak 'hayır' derseniz onun ağırlığı vardır, onun güzelliği vardır. Onun Türkiye'ye gerçek anlamda hayrı vardır. Hepimiz ortak çalışacağız, ne için? Güçlü, itibarlı bir Türkiye için." dedi.
Kılıçdaroğlu konuşmasının sonunda tüm vatandaşların Regaip Kandili'ni kutladı.